Türkiye’de genç olmak ne demek? Bazen bir rüya gibi, bazen de tam anlamıyla kabus gibi. Eğitim, iş, para, toplumsal baskılar derken, gençler bir yanda kendi kimliklerini bulmaya çalışırken, bir yanda da her şeyin altında eziliyor. Genç olmanın avantajları da var tabii, ama gerçekler biraz daha sert.

Hadi gel, Türkiye’de genç olmanın ne demek olduğunu biraz daha rahatça konuşalım.

Sınav stresi: Herkes bir yarışta
Sınav, sınav, sınav. YKS'ye girerken, sanki hayatını belirleyen bir şeymiş gibi. Ama sınavı geçsen bile, asıl dert başka. Üniversiteyi kazanmak bir şey değil, asıl mesele mezun olduktan sonra ne yapacağın. Herkes birbirini "ben şu kadar puan aldım" diye yargılıyor ama kimse "gerçekten ne istiyorsun" demiyor. Üniversiteye girmediysen, toplumun gözünde kaybolmuşsun gibi. Ama girsen de iş bulma derdini çözmüş olmuyorsun.

Para yok, huzur yok
Gerçekten, paranın olmadığı bir dünyada yaşamak zor. En büyük problem de şu: Çalışsan bile, geçim derdini çözemiyorsun. Maaşlar düşük, kiralar yüksek, her şey pahalı. Ne yemek alabiliyorsun, ne ev tutabiliyorsun, ne de biraz eğlenebiliyorsun. "Kendi paramı kazanmam lazım" derken, aslında bağımsız olamamaktan bunalıyorsun. Ailesine bağımlı yaşayan birçok genç var ve bu, ister istemez özgürlüğü kısıtlıyor.

Toplumsal baskılar: Herkes bir Yolda, sen neredesin?*
Herkes sana bir şeyler söylüyor. "İyi bir üniversiteye git", "İyi bir işe gir", "Evlen, çocuk yap"… Yani seni bir kalıba sokmaya çalışıyorlar. Kimse gerçekten ne yapmak istediğini, senin ne istediğini sormuyor. Hep bir baskı var: "Bunu yapmalısın, şunu yapmalısın!" Ama sen, hayatının nereye gittiğini bile anlamıyorsun. İstediğin şeyleri yapmak istiyorsun, ama toplum “yapamazsın” diyor.

Psikolojik yük: Kafalar karışık
Stres, kaygı, yalnızlık… Gençler psikolojik olarak gerçekten yorgun. Kendi hayatını kimseyle paylaşamıyorsun, çünkü kimse seni anlamıyor. Bu kadar belirsizlik ve baskı altında, kafalar karışıyor. Sosyal medya, her şeyi mükemmel gösteriyor, ama aslında hepimiz bir şekilde kaybolmuş durumdayız. Hayatını başkalarıyla karşılaştırmak seni iyice yıpratıyor. Kimse aslında ne yapmak istediğini, kimse nasıl hissettiğini bilmiyor.

Gelecek belirsizliği: Ne olacak?
"Ya ne olacak bu ülkenin hali?" diye her gün düşünüp duruyorsun. Siyasi belirsizlik, ekonomik kriz, işsizlik derken, geleceğe dair hiç de parlak bir tablo yok. Her şey karma karışık, her an ne olacağı belli değil. Hadi diyelim ki bir iş buldun, ya da kendi işini kurdun. Ama bir gün her şeyin alt üst olma ihtimali seni sürekli tedirgin ediyor.

Bunlar bir şekilde değişebilir.

Gençlerin geleceği için bir şeyler yapılması gerek!

• Eğitimde Reform Şart: Eğitim sisteminin değişmesi lazım. Yani gençlerin sadece sınav için değil, gerçekten yeteneklerini geliştirebileceği, hayata hazırlayacak bir eğitim alması gerekiyor. Artık yaratıcı, özgür düşünen bireyler yetiştirecek bir sistem olmalı.
• İş Fırsatları Arttırılmalı:Genç işsizlik oranı her geçen gün artıyor. Bu yüzden gençlere yeni iş fırsatları yaratılmalı. Girişimcilik, start-up’lar, yaratıcı projeler için destek verilmesi lazım.
• Psikolojik Destek: Gençlerin ruhsal sağlığına ciddi anlamda önem verilmeli. Okullarda, üniversitelerde psikolojik destek hizmetleri artırılmalı. Sosyal medyanın da etkisini azaltmak için dijital bağımlılıkla ilgili eğitimler verilmeli.

Baskılara Son Verilmeli!

Gençlerin kendi yolunu bulabilmesi için toplumsal baskılar ortadan kaldırılmalı. “Şu yaşta evlenmelisin, şu kadar para kazanmalısın” gibi dayatmaların yerine, gençlere kendi kararlarını verebilecek özgürlük sağlanmalı.

Sonuçta, Türkiye’de genç olmak, zorlayıcı ve karmaşık bir deneyim olabilir. Ama gençler de bu toplumun değişim gücünü taşıyor. Eğer bu engelleri aşabilirsek, belki de Türkiye’de genç olmak bir gün gerçekten özgür ve mutlu olmak anlamına gelir.